Uşak Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Tahir Gönen, Ege Bölgesinin depremselliğine ilişkin yaptığı araştırmaları kamuoyu ile paylaştı.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşadığımız 7,7 ve 7.6 büyüklüğündeki 2 deprem ve artçıları 11 ilde hissedilmiş ve 45 binden fazla insanımızı yitirmiştik. Dün yaşanan Malatya Yeşilyurt merkezli 5,6 büyüklüğündeki depremde de 2 kişinin daha yaşamını kaybettiği öğrenildi.
Uşak Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Tahir Gönen, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarının üzerinde meydana gelen bu depremlerin fayların uzun olduğu için kırılmaların daha çok olduğu ve uzun süreli depremler ürettiğini belirtti. Gönen, Ege Bölgesindeki fay hatlarının daha kısa olduğu için uzun süreli depremler beklenmediğini belirtti.
Gönen, Ege Bölgesinde riskli iller olarak; Denizli, Aydın ve Manisa illerini sayarken Uşak’ın depreme karşı avantajlı il olduğunu kaydetti.
Gönen, “Kuzey Anadolu fay hattında daha uzun kırılmalar meydana geliyor. Bunun sonucunda süresi uzun depremler ürüyor. Ege Bölgesinde faylar dha kısa boyda olduğu için uzun süreli bir deprem beklemiyoruz.
Ege Bölgesinde deprem açısından riskli iller olarak Denizli, Manisa ve Afyonkarahisar illerini sayabiliriz. Uşak ise bölgede deprem açısından en avantajlı il olarak görünüyor.
Uşak’ın kuzeyinde, Kütahya-Gediz ile Uşak-Banaz doğrultusunda, güneyinde ise Denizli Çivril’den Afyonkarahisar-Dinar’a doğru bir fay hattı bulunmaktadır. Bu iki fay hattı Uşak merkezini birinci derecede etkilenmez” dedi.
“Uşak depremler için lojistik merkezi olmalıdır”
Kütahya-Gediz fay hattının 6,5 Denizli-Çivril fay hattının 5,5 büyüklüğünde deprem üretmesinin beklendiğini belirten Gönen, “İzmir’de bazı bölgeler oldukça riskli. Torbalı ve Ödemiş ilçeleri riskli bölgeye daha uzak konumda. Bu yüzden deprem riskinin daha az taşıyan, şanslı konumdaki Uşak, afet durumlarında bir lojistik merkezi olarak kullanılmadır” önerisini getirdi.