Bir önceki yazımda, ‘Yüzyılın Felaketi’ olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem sonrası, Uşak’taki okul binaların sağlamlığını irdelemeye çalışmıştım.
Tabi, bende sizler gibi Uşak’ta yaşayan sıradan bir insanım. Bu büyük felaket sonrası; eş dost bana “Salih Bey sen bunca yıllık gazetecisin. Çocuklarımız eğitim gördüğü binalarda güven içerisinde mi? Çok merak ediyoruz. Bir araştırır mısın?” dediği için bende konuyu araştırmış ve dünkü yazımı kaleme almıştım.
Aynı zamanda Uşak Gündem İnternet Haber Sitesinde yayınlanan yazıma iki Kıymetli okurumdan şöyle yorumlar gelmiş:
Sultan Özkal ve Cenk Sayar adlı okurlarımızın bu yorumları üzerine, araştırmamı derinleştirdim ve şu bilgilere ulaştım:
Sayın Sultan Özkal ve Sayın Cenk Sayar’ın yorumlarında belirttiği gibi bu üç okulumuz için de güçlendirme çalışması yapılması gerekiyormuş. Ancak görüştüğüm yetkililere bu güçlendirme olayında büyük bir sıkıntı yaşıyor ve öğrenci velilerine bir türlü anlatamıyorlarmış. Kolay değil tabi, ben de dahil kim olsa çocuklarının güven içerisinde eğitim görmesini ister. Hele bu yaşanan büyük dramlardan sonra eminim her anne babanın yüreği hop ediyordur.
Yetkililer; Milli Egemenlik, Fen Lisesi ve Ömer Bedrettin okul binalarında olası büyük bir depremde yıkılma riski olduğu için güçlendirme çalışması yapılmayacağının altını çize çize bana aktardılar.
“Peki o vakit niye birçok masraf yapıp binaları güçlendirmeye çalışıyorsunuz?” diye sorduğumda şu cevabı aldım:
“Bir önceki Mili Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk döneminde bakanlık tarafından 2018 yılında, Türkiye’deki bütün okullar için bir yapı güvenlik standardı getirildi ve okul binaların bu standartlara getirilmesi istendi.
İşte bizde bahsi geçen üç okul binamızı çürük ya da depreme dayanıklı olmadığı için değil, daha güvenli ve yönetmelik standartlarına uygun hale getirmek için bakanlık talimatıyla bütün Türkiye’de okul binalarına yapıldığı gibi güçlendirme çalışması yapıyoruz. Binalarda çocukların can güvenliğini tehlikeye atacak en ufak bir risk yok. Bunu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.
Uşak’ta yönetmeliğe göre güçlendirilmesi gereken 8 okul binası var. Eğitim ve öğretim yılının sonuna doğru hepsinin ihalesi yapılacak ve yönetmeliğe uygun hale getirilmesi için en az bir buçuk katı daha güçlendirilecek. Yönetmeliğe göre okul binalarının güçlendirme olayı, şu anda Türkiye genelinde 40 bin okul binası için gerçekleştirilmektedir.”
Şimdi, Uşak’taki okul binalarının güvenliği ile ilgili yaptığım araştırmada benim anladığım şu:
1- Uşak’ta yıkılma riski taşıyan hiçbir okul binasında eğitim ve öğretim yapılmıyor. Bu kapsamda olduğu tespit edilen Merkez Bozkuş Köyü Ortaokulu, Banaz Vehbi Demir İlkokulu ve Eşme Yeşilkavak köyü Ortaokulu binaları boşaltıldı.
2- Aralarında iki Kıymetli okurumun da ismini zikrettiği 3 okulun bulunduğu güçlendirme çalışması yapılması gereken 8 okul binası var. Bu binalar çürük ya da depreme dayanıksız oldukları için değil, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 2018 yılında yayınlanan yönetmeliğe uygun hale gelmesi için güçlendirilmesi gerekiyor.
Bu araştırmam sırasında tüm Türkiye’yi ilgilendiren çok ilginç bir bilgiye de ulaştım. Ya da ben bilmiyordum. Bu “Yüzyılın Faciası” olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli depremde en sağlam ayakta kalan kamu binaları hangileri olmuş, biliyor musunuz?
Okul binaları..
Yukarıda sözü edilen 2018 yılında yayınlanan Millî Eğitim Bakanlığı genelgesi gereği okul binaların dayanımları normalden bir buçuk kat artırılıyormuş. İşte Uşak’taki 8 okul binası da dayanıklılığı bir buçuk kat kat artırılsın diye güçlendirme çalışması yapılacakmış.
Peki, okul binalarının güvenliği sadece içerisinde eğitim gören öğrencilerin can güvenliği için mi bir buçuk kat artırılmış?
Temelde bu mantık yatmakla birlikte, bir de deprem anında felakete uğrayan insanların okullara sığınıp güven içerisinde kalabilecekleri da düşünülmüş. Onun için binaların normalden bir buçuk kat daha fazla dayanıklı yapılıyormuş.
Valla, ben Kıymetli okurlarımın isteği üzerine bu hafta başından beri deprem anında Uşak’taki okul binalarının ne kadar güvenli olduğunu araştırdım. Ulaştığım tüm bilgileri sizlerle noktasına virgülüne paylaştım.
Uşak’taki tüm okul binalarının güvenli olduğuna ikna oldum. Evlat demek candan öte bir şey. Allah düşmanıma da evlat acısı yaşatmasın. Anne ve babalar, çocuklarının eğitim gördüğü okul binalarında can güvenliği olup olmadığı konusunda endişe duymakta yerden göğe haklıdır.
Kahramanmaraş depremi, büyük felaketler karşısında toplum olarak nasıl bir dayanışma içerisinde olabileceğimizi gösterdi. İçimizde umutların filizlenmesine vesile oldu.
Ama benim şahsi görüşüm; her şeye rağmen deprem sırasında gösterdiğimiz dayanışmayı, birbirimize karşı güven duymakta da göstermeliyiz. Özelikle yerel yöneticilerimize karşı ön yargılı olmamalı, onların toplum için söylediklerine ve yaptıklarına karşı ön yargılı olmamalıyız.
Şimdi sizlere bir fotoğraf göstermek istiyorum. Aşağıdaki fotoğrafı dikkatle incelemenizi isteyeceğim.
Fotoğraf, Uşak Valisi Sayın Dr. Turan Ergün’ün il protokolü ile birlikte Uşak KYK Kız Yurdunda kalan depremzedeleri ziyareti sırasında çekilmiş. Vali Beyin küçük bir kızı severken yüzündeki samimi ifade ne kadar etkileyici değil mi? O anı yansıtan bir kare ama, Can Valimin o anda küçük kızın kahkahaları karşısında duyduğu mutluluğu, sanırım kendi çocuğunu severken duymamıştır.
Can Valim, bu kadar sevgi doluyken, tüm çocukları öz çocuğu gibi severken, ilk kez valilik yaptığı bir şehrin çocuklarını göz göre göre ateşe atar mı? Bence atmaz. Bu fotoğrafı da kanıt olarak sunuyorum.
Geçtiğimiz cuma günü, valilik binası karşısında bulunan ve yaklaşık 50 yıldır inşaat halinde duran bina yıkıldı. Yıkım anını kare kare çekip görüntüleyen tek gazeteci bendim.
O inşaat bunca zamandır nasıl ayakta kalmış? İnanılır gibi değil. İş Makinası dokundukça yumurta kabuğu gibi çıtır çıtır aşağı iniyordu. İyi ki başımıza yıkılmadan yerle bir oldu.
Yine, aylar önce haberleştirdiğim Ergenekon Okul bahçesindeki viraneye dönen eski öğretmen lojmanları yıkılmış. Ne kadar güzel?
Belki gözden kaçmıştır diyerek bir an önce yıkılması için bende bir bina önereceğim. Bozkurt Mahallesi Hisarkapı Uluyolu üzerinde bir inşaat var. Sanırım, 1990 yılında başladı. Kaba inşaatı falan bitti. Binayı yapan müteahhit Allah rahmet eylesin Dallas Mehmet şaibeli bir şekilde intihar edince bina 30 yılı aşkın bir zamandır çirkinlik abidesi olarak öylece kaldı.
Üstelik o bölgede tarihi Uşak evleri, halı kilim müzesi ve Atatürk Evi gibi yapılar var. Yani, il dışından gelen konuklarımızı oralarda gezdirirken bu çirkin yapı da o tarihi dokunun tüm estetik görüntüsünü bozuyor. Ben büyüklerimizden bu binanın da bir an önce yıkılmasını talep ediyorum.